Boşanma süreci, özellikle çocuklu aileler için oldukça karmaşık ve duygusal bir dönemdir. Bu noktada, Boşanmada 2 Çocuğun Velayeti Kime Verilir? sorusu, hem ebeveynler hem de çocuklar için kritik bir önem taşır. Çekişmeli boşanmalar, birçok sorunu beraberinde getirirken, velayet konusu da sık sık tartışma yaratmaktadır. Okuyucularımız, velayet davasında hangi kriterlerin öne çıktığını, çocuğun yaşının bu süreçte nasıl bir etkisi olduğunu ve diğer önemli detayları öğrenerek, bu zorlu süreci daha iyi yönetme konusunda bilgi sahibi olacaklar. Gelin, boşanma sonrası çocukların geleceği adına bilmemiz gerekenleri hep birlikte inceleyelim.
Boşanmada 2 Çocuğun Velayeti Kime Verilir?
Boşanma süreci, yalnızca eşler arasında bir hukuki ayrılık değil, aynı zamanda çocukların geleceği açısından da büyük bir önem taşır. İki çocuğun velayeti söz konusu olduğunda, aile mahkemeleri tarafından birçok faktör değerlendirilmektedir. Bu noktada, boşanmada 2 çocuğun velayeti kime verilir? sorusu, ebeveynlerin yanı sıra çocukların ihtiyaçlarını da göz önünde bulundurarak titizlikle ele alınmalıdır.
İlk olarak, velayet konusunda dikkate alınan başlıca unsur, çocukların en iyi çıkarlarının gözetilmesidir. Mahkemeler, çocukların fiziksel, duygusal ve psikolojik ihtiyaçlarını dikkate alarak bir karar vermektedir. Çocukların yaşları, gelişim düzeyleri ve mümkünse kendi görüşleri, değerlendirmeye alınan önemli unsurlardır. Çocukların her biri için ayrı ayrı değerlendirme yapılması, onların bireysel ihtiyaçlarının göz önünde bulundurulmasını sağlar.
Ayrıca, ebeveynlerin yaşam standartları, maddi durumları ve çocuklar için sağlamış oldukları ortam da mahkeme tarafından incelenir. Ebeveynlerden birinin ya da her ikisinin de çocuklarla olan ilişkileri ve onlara sağladıkları destek, yönlendirme ve bakımın kalitesi, mahkemenin kararında etkilidir. Ebeveynlerin karşılıklı işbirliği düzeyleri ve çocukların her iki ebeveynle de sağlıklı ilişkiler sürdürebilmeleri de göz önünde bulundurulan diğer kriterler arasındadır.
Velayet kararı verilirken, çocukların sosyal çevreleri, okuldaki eğitim durumu ve arkadaş ilişkileri de önemli bir rol oynar. Bu tür etkenler, çocukların psikolojik bütünlüğü üzerinde büyük etki yapabileceğinden, mahkeme bu unsurları dikkate alarak en uygun kararı almaya çalışır. Dolayısıyla, boşanmada yukarıda belirtilen unsurların yanı sıra, her iki tarafın da çocukların yaşamına olan katkıları dikkatlice değerlendirilmektedir.
Sonuç olarak, her boşanma davası, kendine özgü koşullara dayandığı için, boşanmada 2 çocuğun velayeti kime verilir? sorusu için net bir yanıt vermek zordur. Ancak, temel ilke olarak çocukların en iyi yararlarının göz önünde bulundurulduğunu belirtmekte fayda vardır. Bu nedenle, her iki ebeveynin de çocuklarıyla sağlıklı ilişkiler sürdürmelerini sağlamak, olası bir velayet davası sürecini olumlu yönde etkileyebilecek önemli bir faktördür.
Çekişmeli Boşanmada Çocuk Kimde Kalır?
Çekişmeli boşanma süreçleri, taraflar arasında yaşanan anlaşmazlıkların derinleşmesi ve çocukların velayeti konusunda yaşanan zorluklarla dolu bir süreçtir. Bu noktada, boşanmada 2 çocuğun velayeti kime verilir? sorusu, özellikle tarafların her birinin kendi lehine olmasını istemesiyle daha da karmaşık hale gelebilir. Velayet konusu, yalnızca yasal bir sorumluluk değil, aynı zamanda çocuğun psikolojik ve sosyal gelişimini de etkileyen önemli bir faktördür.
Bu durumda, mahkeme çocuğun en iyi menfaatini gözetmekle yükümlüdür. Öncelikle, ebeveynlerin maddi durumu, sosyal çevresi, psikolojik durumu ve çocukla olan ilişkisi gibi birçok kriter değerlendirilir. Ebeveynlerden hangisi, çocuğa daha sağlıklı bir ortam sunabiliyorsa, mahkeme genellikle o kişi lehine karar verme eğilimindedir. Bu aşamada, çocukların yaşam koşulları, eğitim durumu ve ebeveynlerin çalışma saatleri gibi detaylar da göz önünde bulundurulur.
Ayrıca, mahkemeler tarafından çoğu zaman uzman psikologlardan veya sosyal hizmet uzmanlarından rapor alabildiğini de belirtmek önemlidir. Uzmanlar, çocukların hangi ebeveynle daha iyi bir iletişim kurduğunu ve hangi ortamda daha mutlu olduklarını değerlendirerek mahkemeye sunar. Bu raporlar, boşanma sürecindeki velayet kararlarının verilmesinde büyük rol oynamaktadır.
Çocukların yaşı da velayet konusundaki kararlarda önemli bir rol oynamaktadır. Daha büyük yaştaki çocuklar, kendi tercihlerini ifade etme yetisine sahip olduklarından mahkeme, onların isteklerini de dikkate alır. Ancak, çocukların istekleri mutlaka en iyi menfaatleri doğrultusunda değerlendirilmelidir.
Bu bağlamda, çekişmeli boşanmalarda, çocuğun fiziki ve ruhsal gelişimi için en uygun ortamın sağlanacağı yönünde kararlar alınır. Dolayısıyla, boşanma sürecindeki her iki tarafın da çocuklarını düşünerek hareket etmesi, hem kendi hem de çocuklarının geleceği açısından büyük önem taşımaktadır. Çekişmeli boşanma sürecinde, tarafların uzlaşma yoluna gitmesi, çocuğun sağlıklı bir şekilde büyümesine yardımcı olabilir.
Velayet Davasında Kaç Yaşında Çocuğa Sorulur?
Boşanma süreci, özellikle çocuklu aileler için son derece karmaşık ve duygusal bir deneyim haline gelebilir. Bu süreçte, çocukların velayeti hakkında alınacak kararlar oldukça kritik öneme sahiptir. Peki, velayet davasında kaç yaşındaki çocuğa sorulur? Bu sorunun yanıtı, çocuğun yaşına, gelişim düzeyine ve hukuki prosedürlere bağlı olarak değişiklik göstermektedir.
Çocukların İfade Özgürlüğü
Türk Medeni Kanunu gereği, velayet davalarında çocukların görüşlerinin alınabilmesi için belirli bir yaş sınırı bulunmaktadır. Genel olarak, çocuğun 12 yaşına girmesi, mahkemenin çocuğun görüşlerine önem vermesi anlamına gelir. Yani, 12 yaş ve üzerindeki çocuklar, hakim karşısında kendi arzularını ya da düşüncelerini ifade edebilirler. Bu durum, çocuğun duygusal ve psikolojik gelişimini göz önünde bulundurmak adına oldukça önemlidir.
Gelişim Düzeyi ve Okul Çağı
Elbette ki, çocuğun yaşı kadar, gelişim düzeyi de kritik bir noktadır. Eğer çocuk 12 yaşında ise, durumu ve hisleri hakkında daha net bir görüş sergileyebilir. Ancak, 10 yaşındaki bir çocuğun dahi düşünceleri dikkate alınabilir; bunun yanında, okul çağındaki çocukların sosyal çevreleri ve arkadaşlık ilişkileri de göz önüne alınmalıdır. Bu nedenle, her çocuğun durumu ayrı ayrı değerlendirilmelidir.
Mahkemenin Kararı ve Araştırmalar
Mahkeme, çocuğun yaşına ve gelişim düzeyine göre, onun ifade özgürlüğünü ne şekilde kullanabileceğine karar verebilir. Hakim, çocuğun mahkeme salonunda ifade vermesini veya bir uzman tarafından dinlenmesini sağlayabilir. Bu süreçte, çocuklarla ilgili sosyal hizmet uzmanlarının hazırladığı raporlar da dikkate alınır. Bu raporlar, çocuğun psiko-sosyal durumu hakkında önemli bilgiler sağlar.
Boşanmanın getirdiği zorluklar arasında, çocukların duygusal ve psikolojik sağlığını da korumak zaruridir. Bu yüzden, velayet davalarında kaç yaşındaki çocuğa sorular sorulacağı konusu, sadece yasal bir zorunluluk değil, aynı zamanda çocuğun sağlıklı gelişimi için de hayati bir öneme sahiptir.
Boşandıktan Sonra Çocuk Kime Verilir?
Boşanma süreci, özellikle çocuk sahibi olan çiftler için oldukça karmaşık ve hassas bir durum yaratmaktadır. Her iki tarafın da çocuğun velayeti konusunda farklı düşüncelere sahip olması yaygındır. Boşanmada 2 çocuğun velayeti kime verilir? sorusu, birçok aile için büyük bir merak konusudur. Öncelikle, bu süreçte dikkate alınması gereken pek çok faktör mevcuttur. Bunlar arasında, çocuğun yaşı, psikolojik durumu ve ebeveynlerin maddi durumu gibi unsurlar yer almaktadır.
Boşandıktan sonra çocukların velayeti, genellikle mahkeme kararıyla belirlenir. Mahkemeler, velayet kararını verirken çocuğun en iyi çıkarlarını öncelikli olarak değerlendirir. Ebeveynlerin, çocuğun bakımının kimde olması gerektiği konusunda anlaşmaya varamaması durumunda, mahkeme devreye girer. Burada önemli bir nokta, çocuğun yaşının ve gelişim aşamasının göz önünde bulundurulmasıdır. Örneğin, daha küçük yaşta olan çocukların duygusal ihtiyaçları ve güvenli bir ortamda büyütülme isteği, karar süreçlerinde önemli rol oynamaktadır.
Mahkeme, boşandıktan sonra çocuğun kime verileceğine karar verirken, ebeveynlerin yaşam koşullarını da dikkate alır. Bu yaşam koşulları arasında, ebeveynlerin maddi durumu, psikolojik sağlığı ve çocuğa olan bağlılıkları önemli birer kriterdir. Eğer bir ebeveynin gelir durumu yetersizse veya çocuğa yeterli ilgi gösteremediği kanıtlanırsa, bu durumun velayet kararında olumsuz bir etkisi olabilir.
Ayrıca, ebeveynlerden birisinin çocukla daha güçlü bir bağ kurduğuna dair kanıtlar sunması da mahkeme kararını etkileyebilir. Çocuğun yaşamında kimlerin daha fazla rol oynadığı, evin fiziksel ortamı, eğitim imkânları gibi unsurlar da mahkemenin kararını şekillendiren unsurlar arasındadır.
Sonuç olarak, boşandıktan sonra çocuk kime verilir? sorusunun yanıtı, her olayın özgün koşullarına bağlı olarak değişiklik göstermektedir. Ebeveynler arasında sağlıklı bir iletişim kurulması durumunda, uzlaşma da mümkün olabilir. Ancak, bu sağlanamazsa, mahkemeler tarafında yapılan değerlendirmeler ile çocuğun en iyi çıkarları korunmaya çalışılacaktır. Çocukların velayetinin belirlenmesi, her zaman onların korunması ve gelişimleri adına en doğru ve sağlıklı kararı verebilmek için gerçekleştirilen bir süreçtir.
Geliri Olmayan Bir Anneye Velayet Verilir Mi?
Boşanma sürecinde, çocukların velayetini belirleyen en önemli unsurlardan biri, ebeveynlerin maddi durumu ve bu durumun çocukların ihtiyaçlarını karşılayabilme yeteneğidir. Boşanmada 2 Çocuğun Velayeti Kime Verilir? sorusunu cevaplamada, geliri olmayan bir annenin velayet hakkının olup olmadığı da önemli bir konudur.
Maddi durum, velayet kararlarında dikkate alınan unsurlardan biri olsa da, tek başına bu durum velayetin verilmesinde yeterli bir gerekçe değildir. Mahkemeler, çocuğun en iyi çıkarlarını gözetmekle yükümlüdür ve bu nedenle annenin maddi durumunun yanı sıra, çocuğa sağladığı duygusal ve psikolojik destek, bakım becerileri ve genel olarak çocuğun alacağı eğitim gibi faktörler de göz önünde bulundurulur. Yani, geliri olmayan bir anne, çocuğuna karşı olan sorumluluklarını layıkıyla yerine getirebiliyorsa ve çocuğun ihtiyaçlarını karşılayabilecek bir çevreye sahipse, velayet hakkı kaybettirilmez.
Buna ek olarak, velayet davasında, annenin geliri olmamasının çocuk için olumsuz bir durum oluşturup oluşturmadığına dikkat edilir. Eğer anne, çocuklarının bakımını üstlenebiliyor ve onların ihtiyaçlarını karşılamak için alternatif çözümler geliştirmişse, mahkeme bu durumu olumlu bir faktör olarak değerlendirebilir. Örneğin, ailenin diğer bireylerinin desteği, sosyal yardımlar veya devlet destekleri gibi faktörler, annenin zor durumunun üstesinden nasıl geldiğini gösterir.
Tabi ki, bu süreçte diğer ebeveynin durumu da önemlidir. Eğer baba, daha iyi bir maddi duruma sahip olup çocukların daha iyi bir yaşam standardına ulaşmasını sağlıyorsa, mahkeme bu durumu da göz önünde bulunduracaktır. Ancak her durumda, çocuğun yaşam standardının yanı sıra iletişim, güven ve varsa bağlanma gibi duygusal unsurların da dikkate alınması gerektiğini unutmamak önemlidir.
Sonuç olarak, geliri olmayan bir anneye velayet verilmesi mümkündür. Bu durum, birçok faktöre bağlı olup, çocukların en iyi çıkarlarını gözeten bir mahkeme tarafından titizlikle değerlendirilmelidir.
Kardeşlerin Velayetinin Farklı Taraflara Verilmesi
Boşanma sürecinde çocukların velayetinin belirlenmesi, birçok aileler için oldukça karmaşık ve duygusal bir mesele haline gelebilir. Boşanmada 2 Çocuğun Velayeti Kime Verilir? sorusunun yanı sıra, kardeşlerin birbirinden farklı taraflara verilmesi durumu da sıkça karşılaşılan bir durumdur. Kardeşlerin velayetinin farklı ebeveynlere verilmesinin ardında çeşitli sebepler yatmaktadır.
Velayet Görüşmelerinde Dikkat Edilen Faktörler
Kardeşlerin birinin annede, diğerinin babada kalması gerektiğinde, mahkeme kararlarını verirken birtakım önemli faktörlere dikkat eder. Öncelikle, çocukların yaşları, ihtiyaçları ve psikolojik durumları göz önünde bulundurulmaktadır. Kimi durumlarda, çocukların yaşları birbirine yakın olsa bile, birinin ihtiyaçları diğerinden daha fazla olabilir. Bu durum, mahkemeyi esaslı bir şekilde etkileyebilir.
Çocukların Tercihleri
Ayrıca, küçük yaştaki çocukların velayetinin belirlenmesinde, çocukların kendi istekleri de değerlendirilir. Mahkemeler, özellikle 12 yaş ve üzerindeki çocukların hangi ebeveyn yanına gitmek istediklerine önem vermektedir. Eğer çocuk, kendine daha yakın hissettiği bir ebeveyn yanına gitmek istediğini açıkça ifade ediyorsa, mahkeme bu isteği göz önünde bulundurmak zorunda kalır. Kardeşler arasında böyle bir ayrım yapılması, her bireyin kendi ihtiyaçlarına göre farklılık gösterebilir.
Psikolojik Destek ve Uzman Görüşleri
Kardeşlerin farklı velayetlere verilmesi durumunda, çoğu zaman uzman psikolog veya pedagojik danışmanlara başvurulmaktadır. Bu uzmanlar, çocukların ruhsal durumunu değerlendirerek mahkemeye rapor sunarlar. Ayrıca, bu durumun çocuklar üzerindeki olası etkilerini analiz ederek, en iyi çözümün ne olabileceğine dair önerilerde bulunabilirler.
Velayet Ayrımının Uzun Dönem Etkisi
Kardeşlerin farklı ebeveynlere verilmesi, uzun vadede çocukların ilişkilerini de etkileyebilir. Kardeşler arasında ayrılığın neden olabileceği duygusal zorluklar, gelişim süreçlerinde sıkıntılar yaratabilir. Ebeveynlerin, bu durumu minimize etmek için çocukları arasındaki bağları kuvvetlendirici faaliyetler düzenlemesi önemlidir. Kardeşlerin görüşmesi, iletişimlerinin kopmaması açısından kritik bir unsurdur ve ebeveynler bu durumu desteklemek için gayret göstermelidirler.
Sonuç olarak, boşanma sürecinde kardeşlerin velayetinin farklı taraflara verilmesi, hem hukuki hem de duygusal pek çok boyutu barındıran karmaşık bir konudur. Bu süreçte, hem çocukların ihtiyaçlarını hem de ebeveynlerin haklarını göz önünde bulundurmak, sağlıklı bir velayet düzenlemesi için son derece önemlidir.
Hakim Velayet Hakkında Karar Verebilmek İçin Hangi Araştırmaları Yapar?
Boşanma süreçlerinde çocukların velayeti konusu, hem ebeveynler hem de çocuklar için kritik bir öneme sahiptir. Hakimler, Boşanmada 2 Çocuğun Velayeti Kime Verilir? sorusunu yanıtlamak için belirli adımlar ve araştırmalar gerçekleştirmektedir. Bu sürecin temel amacı, çocuğun en iyi çıkarlarını gözetmektir. Bu noktada hakimin yaptığı araştırmaların ayrıntılarına değinmek, sürecin nasıl işlediğini anlamamıza yardımcı olur.
İlk olarak, hakim ayrıntılı bir şekilde her iki ebeveynin de yaşam koşullarını incelemektedir. Burada, ebeveynlerin ekonomik durumu, çocuk yetiştirme konusunda gösterdikleri yetkinlikler ve mevcut yaşam standartları önemli kriterlerdir. Örneğin, ebeveynlerden birinin sürekli bir işte çalışıp çalışmadığı, mali durumunu nasıl idare ettiği gibi unsurlar incelenir. Bu noktada, çocukların fiziksel ve duygusal ihtiyaçlarının en iyi şekilde karşılanıp karşılanmadığı da göz önünde bulundurulur.
Bununla birlikte, hakim gerekli gördüğü durumlarda uzmanların görüşlerine de başvurabilir. Çocuk psikologları, sosyal hizmet uzmanları veya pedagoglar gibi alanında uzman kişiler, çocukların psikolojik durumları ve ebeveynlerle olan ilişkileri hakkında raporlar sunabilir. Bu raporlar, çocuğun hangi ortamda daha huzurlu ve mutlu olacağına dair değerli bilgiler sunmaktadır.
Ayrıca, hakim, çocuğun görüşünü de almak ister. Çocuk, belirli bir yaşa geldiğinde, kendi istek ve ihtiyaçlarını ifade edebilme kapasitesine sahip olur. Çoğu zaman 12 yaş ve üzeri çocukların düşünceleri daha çok dikkate alınsa da, her yaş grubundaki çocuk için uygun bir iletişim yöntemi belirlenerek görüşleri alınabilir.
Son olarak, sosyal ortamlar ve çevresel faktörler de hakimin dikkat ettiği unsurlar arasındadır. Çocukların eğitim durumu, arkadaşları ve sosyal çevresi, velayet kararının verilmesinde etkili olabilecek faktörlerdir. Bu bağlamda, hakim, çocuğun gelecekteki gelişimi ve mutluluğu için en uygun koşulları sağlamak adına titiz bir inceleme süreci yürütmektedir. Böylece, boşanma sırasında sağlıklı bir velayet kararı vermeye çalışmaktadır.
Boşanmada Çocuğun Velayetinin Anneye Verilmesi
Boşanma süreçlerinde, çocukların velayeti ciddi bir konu olmanın yanı sıra, taraflar arasında genellikle en fazla tartışılan konulardan birini teşkil etmektedir. Boşanmada 2 çocuğun velayeti kime verilir? sorusu, ebeveynler için duygusal ve maddi anlamda büyük bir öneme sahiptir. İlgili yasa hükümlerine göre, çocukların velayetinin anneye verilmesi çeşitli kriterlere bağlıdır.
Öncelikle, anne çocukların bakımını ve eğitimini sağlarken, ebeveynlerin psikolojik ve fiziksel durumu da dikkatlice değerlendirilir. Mahkemeler, çocukların ruh sağlığı, sosyal gelişimi ve yaşam şartlarını göz önünde bulundurarak hangi tarafın daha uygun olduğuna karar verir. Özellikle küçük yaşta çocuklar için anne figürü, çoğu zaman ilk tercih olarak öne çıkmaktadır. Annelerin, çocuklarla olan duygusal bağları, düşünülen en önemli faktörlerden biridir.
Bununla birlikte, mahkemeler sadece ebeveynlerin buna uygunluğunu incelemekle kalmaz, aynı zamanda çocukların da görüşlerine belirli bir yaştan itibaren değer vererek karar sürecine dahil ederler. Örneğin, çocuğun menfaati için en sağlıklı ve en koruyucu ortamın sağlanması esas alınır. Çocukların bakımı ve eğitimi yüksek standartlarda sağlanacaksa, bu durumda velayetin anneye verilmesi yönünde bir karar alınabilir. Ancak, bunun yanında anne tarafının da maddi ve manevi açıdan çocuklara yeterli desteği sunabileceği yeterlilikte olması gereklidir.
Ayrıca, boşanma sonrasında velayetin anneye geçişi sadece hukuki bir süreç değildir; aynı zamanda duygusal bir dönüşüm de gerektirir. Ebeveynlerle çocuklar arasında devam eden güçlü bir bağın korunabilmesi, yeniden sağlıklı bir yaşam alanı yaratılması açısından kritik öneme sahiptir. Tüm bu unsurlar çerçevesinde, boşanmada çocuğun velayetinin anneye verilmesi konusunu değerlendirirken, her bireyin kendi özel durumunu ve koşullarını da dikkate alması gerektiğini unutmamalıyız.
Sonuç olarak, hepimizin bildiği üzere, her boşanma durumu kendine özgü dinamiklere sahiptir. Ancak, duygusal ve sosyal bağların korunduğu, herkesin en azından birbirini anladığı bir süreç yürütülebilirse, bu durumun sonuçları çocuğun geleceği için daha sağlıklı ve güvenli olabilir.
Sıkça Sorulan Sorular
Boşanmada çocukların velayeti nasıl belirlenir?
Boşanma sürecinde çocukların velayeti, mahkeme tarafından çocukların en iyi çıkarları gözetilerek belirlenir. Velayet kararı, ebeveynlerin yeterliliği, çocukların yaşı, ihtiyaçları ve her iki ebeveynle olan ilişkileri gibi faktörler dikkate alınarak verilir. Aynı zamanda, çocukların görüşleri ve tercihleri de önemli bir rol oynayabilir, özellikle daha büyük çocuklar söz konusu olduğunda.
Velayet davasında hangi deliller dikkate alınır?
Velayet davasında dikkate alınan deliller arasında ebeveynlerin mali durumu, yaşam koşulları, çocukların eğitimi, sağlık durumu ve ebeveynlerle olan bağlarının durumu yer alır. Ayrıca, uzman raporları, sosyal hizmet raporları ve mahkeme tarafından atanmış uzmanların görüşleri de önemli deliller arasında sayılabilir. Bu deliller, mahkemenin en iyi çıkarları gözeterek bir karar vermesine yardımcı olur.
Çocukların velayeti tek bir ebeveynin mi olacak?
Boşanma sürecinde çocukların velayeti genellikle ya tek ebeveyne ya da her iki ebeveyn arasında paylaşılacak şekilde düzenlenir. Tek başına velayet, bir ebeveynin çocuk üzerinde tam haklara sahip olmasını sağlarken, ortak velayet her iki ebeveynin de çocukların yaşamına katılımını mümkün kılar. Hangi seçeneğin geçerli olacağı, mahkemede sunulan deliller ve çocukların en iyi çıkarları temelinde belirlenir.
Eğer velayet bir ebeveynin üzerine verildiyse, diğer ebeveyn ne yapabilir?
Eğer velayet bir ebeveynin üzerine verildiyse, diğer ebeveynin çocukla olan ilişkisini sürdürmesi için belirli hakları olacaktır. Velayet kararı sonrasında ziyaret hakları belirlenebilir ve bu hakların ihlali durumunda mahkemeye başvurma imkanı vardır. Ayrıca, diğer ebeveynin velayet düzenlemesine itiraz etme hakkı da vardır; bu durumda, değişiklik talebi için geçerli nedenlerin mahkemeye sunulması gerekmektedir.
Altınoklu Avukatlık Bürosu olarak, İstanbul’un merkezi konumunda bulunan ofisimizde müvekkillerimize geniş yelpazede hukuki hizmetler sunmaktan gurur duyuyoruz. İstanbul avukat kadromuz, her biri kendi alanında uzmanlaşmış deneyimli hukukçulardan oluşmaktadır.