4 Yaşındaki Çocuğun Velayeti Kime Verilir sorusu, boşanma sürecinde olan ya da ebeveyn hakları konusunda bilgi almak isteyen birçok anne ve baba için oldukça önemlidir. Özellikle küçük yaşlardaki çocukların velayetiyle ilgili kararlarda, mahkemeler çocuğun üstün yararını öncelikli olarak gözetirler. Bizler bu blog yazısında, velayetin hangi durumlarda anneye ya da babaya verilebileceğini, velayetin kötüye kullanılmasını ve çocukların yaş gruplarına göre velayet kararlarının nasıl alındığını detaylı bir şekilde ele alacağız. Böylece, boşanma veya ayrılık sürecindeki ebeveynler, çocuklarının geleceği konusunda daha bilinçli ve doğru adımlar atabilecekler.
4 Yaşındaki Çocuğun Velayeti Kime Verilir?
Boşanma süreci, her aile için zorlu ve stresli bir dönemdir. Bu süreçte en çok etkilenenlerin başında çocuklar gelir. Özellikle 4 yaşındaki çocuklar, yaşları gereği anne ve babalarına duydukları ihtiyaç ve bağlılık noktasında kritik bir dönemden geçerler. Bu nedenle, 4 Yaşındaki Çocuğun Velayeti Kime Verilir sorusu sıkça karşımıza çıkmaktadır.
Çocuğun Üstün Yararına Göre Karar Verilir
Her şeyden önce, mahkemeler, çocuk velayeti hakkında karar verirken çocuğun üstün yararını gözetirler. Çocuğun fiziksel, duygusal ve zihinsel gelişimi bu kararın temel belirleyicisidir. 4 yaşındaki bir çocuk için verilmesi gereken en doğru karar şu unsurlar göz önünde bulundurularak alınır:
- Anne ve babanın maddi durumu
- Anne ve babanın sağlık durumu
- Anne ve babanın çocuğa sağlayabileceği bakım ve destek
- Çocuğun yaşadığı mevcut yaşam koşulları
- Çocuğun yaşı
Uzman Görüşleri ve İncelemeler
Mahkemeler genellikle:
- Psikolog ve pedagogların görüşlerini,
- Sosyal hizmet uzmanlarının raporlarını dikkate alarak karar verirler.
Bu uzmanlar, çocuğun en iyi şekilde hangi ebeveyn ile yetiştirileceğine dair detaylı raporlar sunar.
YARGITAY 2. HUKUK DAİRESİ 2017/144 E., 2017/2656 K.
“Mahkemece yaşı sebebiyle idrak çağında bulunan ortak çocuk velayeti konusunda görüşüne başvurulmuş ise de, aradan geçen zaman ve çocuğun baba ile kişisel ilişki sırasında beyanın alınması sebebiyle ortak çocuğun bizzat ya da istinabe yoluyla; eğitim, kültür, yaşam olanakları bakımından nerede yaşamak istedikleri konusunda bilgilendirilerek, velayet hakkındaki tercihinin tekrardan hakim tarafından kendisine sorulması sayılı kararlan) ve psikolog, pedagog ve sosyal çalışmacı niteliğindeki uzman ya da uzmanlardan (4787 Sayılı Kanun m.5) ortak çocuğun anne ve baba yanındaki barınma ve yaşama koşullarını da değerlendirir içerikte sosyal İnceleme raporu alınması ve tüm deliller birlikte değerlendirilip, ebeveynlerinden hangisi yanında kalmasının çocuğun menfaatine olacağı tespit edilip, sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi isabetli bulunmamıştır.”
Mevcut Durum ve İhtiyaçların Değerlendirilmesi
Mahkemeler ayrıca mevcut durumu ve çocuğun ihtiyaçlarını değerlendirirler. 4 yaşındaki bir çocuk genellikle annesine daha fazla bağımlıdır. Bu nedenle, çocuğun velayetinin anneye verilmesi yönünde kararlar daha yaygın olarak görülür. Ancak, babanın da güçlü bir bağ ve yeterli bakım kapasitesi varsa, velayet babaya da verilebilir.
4 Yaşındaki Çocuğun Velayeti Kime Verilir sorusunun yanıtı, her ailenin ve çocuğun özel durumlarına bağlı olarak değişiklik gösterebilir. Çocuğun yüce yararı her zaman ön planda tutulmalı ve en doğru karar bu kriterlere göre verilmelidir.
4 Yaşındaki Çocuğun Velayeti Babaya Verilir Mi?
Bir çocuğun velayetinin kime verileceği, birçok faktöre bağlıdır ve bu durum, hukuki süreçlerde oldukça titizlikle değerlendirilir. 4 yaşındaki çocuğun velayeti kime verilir sorusu, özellikle ebeveynler arasında anlaşmazlıklar yaşandığında öne çıkan önemli bir konudur.
Öncelikle, velayet kararlarında en önemli kriter, çocuğun üstün yararının gözetilmesidir. Bu bağlamda, mahkemeler aşağıdaki faktörleri göz önünde bulundurur:
- Anne ve babanın yaşam koşulları: Her iki tarafın da çocuğa sağlayabileceği fiziksel ve mali imkanlar detaylı biçimde incelenir.
- Ebeveynlerin psikolojik durumu: Anne ve babanın ruhsal sağlığı, çocukla olan ilişkileri ve sorumluluk alabilme kapasiteleri değerlendirilir.
- Çocuğun duygusal bağları: Çocuğun anne ve baba ile olan duygusal ilişkisi, yakınlığı ve bağlılığı incelenir.
Çoğu durumda, küçük yaşlardaki çocukların anneleriyle daha yakın bir bağ kurduğu ve anne bakımına daha çok ihtiyaç duyduğu kabul edilir. Ancak bu, her zaman annenin lehine karar çıkacağı anlamına gelmez. Şayet, annenin çocuğa zarar verebilecek bir yaşam tarzı veya psikolojik durumu mevcutsa, çocuk, babaya da verilebilir.
4 yaşındaki çocuğun velayeti babaya verilir mi, sorusunun yanıtı kimi zaman evet olabilir. Aşağıdaki durumlarda babaya velayet verilmesi mümkündür:
- Annenin fiziksel veya psikolojik olarak çocuğa bakamayacak durumda olması.
- Annenin yaşamsal alışkanlıklarının çocuğun sağlığına veya güvenliğine zarar vermesi.
- Babasının, çocuğun ihtiyaçlarını daha sağlıklı bir şekilde karşılayabileceğinin kanıtlanması.
YARGITAY 2. HUKUK DAİRESİ 17.11.2009, 16416-19929:
“..Toplanan deliller ve icra dosyalarından, velâyet hakkı kendisinde olan davalı annenin, babanın çocukla kişisel ilişkisini zedeleyecek şekilde engeller çıkardığı ve bu konuda ısrarlı olduğu anlaşılmaktadır. Türk Medeni Kanununun 324. maddesi koşulları oluşmuştur. Davanın kabulü ile küçüğün velâyet hakkının değiştirilmesine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm tesisi doğru görülmemiştir.”
Velayet davalarında her iki tarafın da hukuki temsilcileri aracılığıyla mahkemeye sunacağı deliller büyük önem taşır. Sürecin her aşamasında çocuğun ihtiyaçları ve en iyi ortamda yetişmesi temel alınır. Bu nedenle, 4 yaşındaki çocuğun velayeti kime verilir sorusuna kesin bir yanıt vermek zordur; her vaka kendi içinde değerlendirilir ve karara bağlanır.
Velayet İçin Çocuğa Kaç Yaşında Sorulur?
Velayet davasında mahkemenin, çocuğun hangi ebeveynle yaşayacağına karar verirken göz önünde bulundurduğu pek çok faktör vardır. Bunlar arasında çocuğun yaşı, ebeveynlerin maddi durumu, yaşam koşulları ve çocuğun görüşü de yer almaktadır. 4 Yaşındaki Çocuğun Velayeti Kime Verilir sorusu sıkça gündeme gelirken, çocuğun beyanının alınması ise belirli bir yaş grubu için geçerlidir.
YARGITAY 2. HUKUK DAİRESİ 2017/226 E., 2017/1180 K.
“Ortak çocuk 2007 doğumlu olup (dava tarihi olan 2017 yılında) idrak çağındadır. Çocuk Hakları Sözleşmesinin Çocuk Haklarının Kullanılmasına İlişkin Avrupa Sözleşmesinin, iç hukuk tarafından çocuğun idrak gücüne sahip olduğunun kabul edildiği durumlarda, çocuğa adli merci önündeki kendilerini ilgilendiren davalarda kendi görüşünü ifade etmesine müsaade edilmesini ve yüksek çıkarına açıkça ters düşmediği takdirde ifade ettiği görüşe gereken önemin verilmesi gerektiğini öngörmektedir. Mahkemece çocuğa görüşünü ifade etmesi olanağı tanınmamıştır. Mahkemece yapılacak iş; ortak çocuk Zeynep Tuana’nın olası sonuçları hakkında bilgilendirilerek velayeti ile ilgili tercihinin sorulması, tüm deliller birlikte değerlendirilerek, çocuğun üstün yararının velayetinin ebeveynlerden hangisine bırakılmasında olduğunun saptanması, hasıl olacak sonucuna göre karar vermekten ibarettir. Açıklanan hususların üzerinde durulmaksızın eksik inceleme ile hüküm kurulması doğru bulunmamıştır.”
Çocuğun Görüşünün Önemi
Çocuğun rızası ve fikirlerinin mahkemede dikkate alınması, çocuk haklarına ve refahına verilen önemin bir göstergesidir. Ancak bu süreçte dikkat edilmesi gereken bazı önemli noktalar vardır:
Belirli Yaş Grubu: Türk Medeni Kanunu’na göre, çocuğun velayet davasında kendi görüşünün alınması için genellikle 8 yaş sınırı belirlenmiştir. Bu yaştan küçük çocuklar için fikir beyan etmek zor olabilir ve mahkeme bu durumda daha çok ebeveynlerin şartlarına ve çocuğun genel yaşam durumuna bakar.
Görüşlerin Objektifliği: Çocuğun ifadeleri alınırken, bu görüşlerin baskı altında olmaması ve çocuğun kendi özgür iradesiyle konuşması önemlidir. Mahkemeler, çocuğun psikolojik durumunu ve ifade hürriyetini dikkate alarak hareket eder.
YARGITAY HUKUK GENEL KURULU 2018/2-1072 E., 2018/1278 K.
“Somut olayda da, velayetinin değiştirilmesi talep edilen müşterek çocuk Efe, dava tarihinde 8, karar tarihinde 10, bozma kararının verildiği tarihte ise 12 yaşında olup, müşterek çocuk davanın tüm aşamalarında idrak çağındadır. İdrak çağında olan müşterek çocuğun uzmanlar tarafından alınan beyanında hem annesi hem de babası ile olmak istediğini ifade ettiği, herhangi bir tercihte bulunmadığı belirtilmiştir. 17.06.2015 tarihli raporun sonuç kısmında da küçüğün kendi arzu ve isteklerini belirleyebilecek, bunları ifade edebilecek olgunlukta olduğu, bu nedenle çocuğun beyanlarının dikkate alınması gerektiği ifade edilmiştir. Ayrıca dosya içerisinde bulunan ve çocuğun devam ettiği okulda görevli olan rehber öğretmen tarafından tutulan 01.06.2015 tarihli raporda da, küçüğün içe dönük ve dalgın olduğu, konuşurken bacaklarını salladığı, sorulan sorulara “hı hı” gibi net olmayan, kolayca değiştirilebilen çelişkili cevaplar verdiği hususları dile getirilmiştir. Kaldı ki, dava tarihinden itibaren küçüğün yaşadığı veya yaşamak istediği ortamı değerlendirmesine imkân verecek, dolayısıyla velayeti konusunda görüşünün alınmasını gerektirecek ölçüde uzun süre geçtiği de görülmektedir. Açıklanan nedenlerle mahkemece yapılacak iş; yeterli idrak gücüne sahip olduğu kabul edilen çocuğa, kendisini doğrudan ilgilendiren velayet konusunda danışılarak, görüşünü gerekçeleriyle birlikte ifade etme olanağının sağlanması; ifade edeceği bu görüşün, çocuğun kendi çıkarına ters düşmediği takdirde, buna önem verilerek sonucuna göre bir karar verilmesi olmalıdır.”
Daha Küçük Yaşlarda Ne Yapılır?
Dört yaşındaki bir çocuk için velayet davasında çocuğun doğrudan beyanına başvurmak pratikte çok nadir görülür. Bu noktada mahkemeler ağırlıklı olarak şu kriterlere odaklanır:
- Çocuğun Bakım İhtiyaçları: Küçük yaşlardaki çocukların günlük bakım ve eğitime olan ihtiyaçları daha fazladır ve bu ihtiyaçları en iyi karşılama kapasitesine sahip ebeveyn tercih edilir.
- Ani Değişiklikler: Çocuğun yaşam düzeninde ani, olumsuz değişiklikler olmaması için kısa ve uzun vadeli etkiler değerlendirilir.
Velayet Sürecinde Mahkemenin Rolü
Mahkemeler, çocukların ruh ve beden sağlığını koruyacak şekilde kararlar verir. Özellikle 4 Yaşındaki Çocuğun Velayeti Kime Verilir sorusuna yanıt aranırken, pedagoji uzmanlarının ve sosyal hizmetler görevlilerinin raporları ve görüşleri de bu sürece önemli katkıda bulunur.
Velayet sürecinde, en önemli hedef her zaman çocuğun üstün menfaatinin korunmasıdır ve bu doğrultuda hareket edilir.
Çocuğun Velayeti Hangi Durumlarda Anneye Verilir?
4 yaşındaki çocuğun velayeti kime verilir sorusu, boşanma ya da ayrılık sürecinde sıkça gündeme gelen bir konudur. Çocuğun velayetinin kime verileceği hususunda, mahkeme her zaman çocuğun en iyi menfaatini gözetir. Bu bağlamda, çocuğun velayetinin hangi durumlarda anneye verildiğine detaylıca göz atmak faydalı olacaktır.
Annenin Velayeti Alabileceği Durumlar
- Çocuğun Yaşı ve Gelişim Durumu: Özellikle 4 yaşındaki çocuklar, anneye daha fazla ihtiyaç duyarlar. Çocuk küçük yaşta ise ve anne, çocuğun bakımı ve gelişimi için uygun bir ortam sunuyorsa, velayet genellikle anneye verilir.
- Anne-Babaların Kişisel Karakteristikleri: Anne, babaya kıyasla daha istikrarlı, ilgili ve güvenilir bir karaktere sahipse bu durumda çocuğun velayeti anneye verilebilir.
- Ekonomik ve Sosyal Durum: Annenin ekonomik durumunun çocuğun bakımını etkileyip etkilemeyeceği de önemli bir kriterdir. Ancak sosyal durum da göz önünde bulundurulmalıdır. Anne, çocuğun sosyal ve duygusal gelişimini destekleyen bir çevre sunuyorsa, bu büyük bir avantaj sağlar. Nitekim sadece maddi durum bir kriter olmayacaktır. Bilakis velayeti almayan taraf, alan tarafa maddi gücü oranında yardım etmesi gerekir.
YARGITAY 3. HUKUK DAİRESİ 2015/19212 E., 2017/662 K.
“Dava, iştirak nafakasının artırılmasına ilişkindir. TMK.’nın ; velayetin kullanılması kendisine verilmeyen eşin, çocuğun bakım ve eğitim giderlerine gücü oranında katılmak zorunda olduğu hükme bağlanmıştır. Velayet kendisine tevdi edilmeyen taraf ekonomik imkanları ölçüsünde müşterek çocuğunun giderlerine katılmakla yükümlüdür. Diğer taraftan iştirak nafakası belirlenirken ana ve babanın ekonomik durumları gözönünde tutulmakla birlikte velayet hakkı kendisine tevdi olunmuş tarafın bu görev sebebiyle emeğinin ve yüklendiği sorumlulukların karşılığı olağan harcamaların da dikkate alınması zorunludur. Ne var ki, nafaka miktarının belirlenmesine esas alınması gereken giderlerinin makul sınırlar içinde kalmasına özen gösterilmesi ve velayet kendisine bırakılmayan tarafın ağır yükümlülüklere maruz bırakılmaması gerekmektedir.
Mahkemece, iştirak nafakası takdir edilirken; çocuğun yaşı, eğitimi ve ihtiyaçlarının yanında, ana-babanın gelir durumu da gözetilmeli ve nafaka yükümlüsünün (babanın) gelir durumu ile orantılı olacak şekilde hakkaniyete uygun bir nafakaya hükmedilmelidir. Nafaka miktarının belirlenmesinde çocuğun gelirleri de gözönünde bulundurulur.
Dosyadaki bilgi ve belgelerden; tarafların 18.12.2009 tarihinde kesinleşen karar ile anlaşmalı olarak boşandıkları, müşterek çocuğun velayetinin davacı anneye bırakıldığı ve 15.12.2004 tarihli çocuk için aylık 200 TL iştirak nafakasına hükmedildiği, müşterek çocuğun %98 oranında engelli olduğu, davacının çalışmadığı, çocuğu ile birlikte 250 TL karşılığında kirada oturduğu, engelli çocuğu için aldığı 780 TL maaş ile geçimini sağladığı, davalının babasına ait evde eşi ve bir çocuğu ile birlikte oturduğu, Şirin kuruyemiş isimli işyeri olduğu, işyeri kirasının 1.200 TL olduğu, aylık gelirinin 1.000 TL olduğu anlaşılmaktadır.
Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Vakfı Başkanlığından gelen yazı cevabına göre, davacının üç ayda engelli yakını aylığı olarak 39 TL ayrıca engelli yardımı adı altında 769 TL evde bakım aylığı aldığı görülmüştür. Hal böyle olunca; tarafların gerçekleşen sosyal ve ekonomik durumları, nafakanın niteliği, müşterek çocuğun yaşı, eğitim durumu, ihtiyaçları, çocuk için alınan aylık yardım maaşları, ekonomik göstergelerdeki değişim ve nafaka yükümlüsünün (davalı babanın) gelir durumu nazara alındığında; artırılan iştirak nafakası miktarı fazla olup, TMK.4. Maddesinde vurgulanan hakkaniyet ilkesine uygun bulunmamış, bu sebeple hükmün bozulması gerekmiştir.”
- Çocuğun İhtiyaçları ve Anne-Çocuk İlişkisi: Çocuğun psikolojik ve duygusal ihtiyaçları, anne tarafından daha iyi karşılanıyorsa bu durum da annenin lehine bir faktördür.
Mahkemenin Dikkate Aldığı Diğer Faktörler
Mahkemeler, karar verirken bazı ek faktörleri de göz önünde bulundurur:
- Anne ya da babanın adli sabıka durumları
- Psikolojik hastalıklar ve bağımlılık sorunları
- Çocuğa yönelik fiziksel ya da duygusal ihmal durumları
Velayet davalarında anne genellikle çocuğun bakım ve gelişimi konusunda daha önde gelen taraf olarak değerlendirilir. Ancak her davanın kendine özgü koşulları vardır ve 4 yaşındaki çocuğun velayeti kime verilir sorusunun yanıtı, bu koşullara bağlı olarak farklılık gösterebilir. Velayet konusunda en önemli hedef, çocuğun en iyi şekilde yetişmesi ve korunmasıdır.
Explizit müracaat ve destek için bir aile hukuk uzmanı ile iletişime geçmek her zaman akılcı bir adımdır.
Bir Baba Çocuğun Velayetini Nasıl Alır?
Bir babanın çocuğun velayetini alabilmesi için bir dizi yasal ve sosyal kriteri karşılaması gerekmektedir. Bu süreçte dikkate alınan başlıca kriterler çocuğun fiziksel, duygusal ve eğitsel ihtiyaçlarını karşılayabilecek bir ortamın sağlanmasıdır. 4 Yaşındaki Çocuğun Velayeti Kime Verilir sorusuna yanıt ararken, babanın aşağıdaki hususları yerine getirmesi gerektiğini anımsatmalıyız:
Babaların Velayet Alması İçin Gerekli Kriterler
Maddi Durum: Babanın çocuğun gereksinimlerini karşılayacak maddi güce sahip olması oldukça önemlidir. Düzenli bir gelirin varlığı, barınma imkânları ve genel yaşam standartları dikkate alınır.
Sağlıklı Yaşam Ortamı: Babanın, çocuğun sağlıklı bir ortamda büyümesine olanak tanıyacak konutta yaşaması gereklidir.
- Temiz ve güvenli bir ev ortamı,
- Sağlıklı beslenme olanakları,
- Çocuğun duygusal ve sosyal gelişimine katkıda bulunacak etkinlikler.
Eğitim İmkanları: Babalar, çocuklarının eğitimine ve kişisel gelişimine katkıda bulunabileceklerini kanıtlamalıdır. İlkokul eğitimi ve sosyal aktiviteler bu kapsamda değerlendirilmektedir.
Hukuki Süreçler
- Mahkemeye Başvuru: Babanın mahkemeye velayet başvurusu yapması gerekmektedir. Bu işlem için bir avukat ile çalışmak süreci hızlandırabilir.
- Delil ve Tanıklar: Babanın velayet alabilmesi için çocuğun kendisiyle daha iyi bir yaşam süreceğini kanıtlayan deliller ve şahitlerin sunulması gereklidir.
- Mahkeme Kararı: En nihayetinde mahkeme, sunulan deliller ve raporlar doğrultusunda karar verir.
YARGITAY 1. HUKUK DAİRESİ 2018/354 E., 2019/34 K., 04/02/2019 T.
“Davalı-davacı annenin birleşen müşterek çocuğun velayetinin değiştirilmesi davası yönünden; velayetin babaya verilmesi ile eldeki davanın açıldığı tarih arasında geçen süre içerisinde velayetin değiştirilmesini gerektiren bir durum, olay, hal ve şartlarda değişiklik veya babanın velayet görevini yerine getirmediği ve kötüye kullandığı hususları ispatlanamadığı, davalı-davacı anne tanıklarının görgüye dayalı bilgilerinin bulunmadığı, bu nedenle beyanlarına itibar edilemeyeceği, tarafların müşterek çocuğunun baba yanında kalmasının çocuğun bedeni, fikri, ahlaki gelişmesine engel olacağı yönünde ciddi ve inandırıcı deliller bulunmadığı, hemen meydana gelecek tehlikenin varlığının da ispat edilmediği belirtilerek davalı-davacı anne tarafından davacı-davalı baba aleyhine açılan velayetin değiştirilmesi ve iştirak nafakası talepli davasının reddine, mahkemenin 01/08/2016 tarihli tensip zaptının 7 nolu ara kararı ile hükmedilen “müşterek çocuk 03/06/2010 doğumlu K1 ile davalı anne arasında aynı şehirde olmaları halinde her ayın 1.ve 3. pazar günleri saat 09:00 ile 16:00 arası, farklı şehirlerde olmaları halinde her ayın son pazar günü saat 09:00 ile 16:00 arası, davacı K2 veya yakını gözetiminde tedbiren şahsi münasebet tesisi” yönündeki tedbir kararının dava kesinleşinceye kadar devamına karar verilmiştir.”
Çocuğun İsteği ve Psikolojisi
Çocuğun psikolojik sağlık durumu ve istekleri de göz önüne alınır. 4 Yaşındaki Çocuğun Velayeti Kime Verilir sorusuna yanıt ararken, çocuk için en iyi olanın belirlenmesi amaçlanır.
Bir babanın çocuğun velayetini alabilmesi, yukarıda belirtilen kriterlerin karşılanması ile mümkün olur. Babalar, bu süreçte yasal ve sosyal standartlara uyarak mahkemeye başvurmalıdır.
Velayetin Anneye Verilmediği Durumlar
Çocuğun üstün yararı gözetilerek karar verilen velayet konusu ayrılma kararı alan eşler için önemli bir probleme dönüşebilir. Velayete karar verilirken çocuğun ihtiyaçları, eğitimi, sağlığı, sosyal yaşamı gibi birçok unsur değerlendirilir. Çocuğun velayeti bu kapsamda anne ya da babaya verilebilir. Velayetin anneye verilmediği haller ise aşağıdaki şekilde sıralanabilir:
- Anne sağlık problemleri yaşıyorsa ve velayeti almaya sağlık durumu müsaade etmiyorsa çocuğun velayeti babaya verilebilir. Psikolojik ve fiziksel sağlığı bozuk olan annenin çocuğun bakımı konusunda yetersiz olması söz konusu ise hakim çocuğun velayetini babaya verebilir.
- Çocuğun velayeti bu sebeplerle anneye verilmeyecekse anneden bir sağlık raporu alınır. Bu durumda da gerekli tetkikler yapılmak üzere devlet hastanesine sevk işlemi gerekir.
- Rapor hazırlandıktan sonra bu belgede annenin çocuğun bakımı konusunda sağlığının elverişsiz olduğu kayıtlı ise çocuğun velayeti anneye verilmemektedir.
- Annenin fiili ehliyeti yoksa ve akıl sağlığı yerinde değilse çocuğun velayeti anneye verilmez. Fiil ehliyet ergin bireylerin ayırt etme gücünde olup olmadığını gösterir.
- Annenin fiil ehliyetinin olmaması çocuğa karşı sorumluluklarını yerine getirme konusunda önemli bir engel teşkil edeceğinden bu gibi hallerde çocuğun velayeti anneye verilmemektedir.
- Anne haysiyetsiz bir yaşam sürdüğü takdirde de çocuğun velayeti kendisine verilmemektedir. Haysiyetsiz yaşam süren bir ebeveyn çocuğun ruh sağlığının yanı sıra fizyolojik yönden de zarar görmesine neden olabileceği için hakim bu tarz bir durumda velayeti anneye vermez.
- Uyuşturucu bağımlılığı olan bir anneye de hakim velayeti vermeyecektir. Zararlı alışkanlıkları olan ve bunları bağımlılık derecesinde sürdüren annenin çocuğa karşı sorumluluklarını yerine getirmesi zor olacağından hakim karar verirken bu hususu da dikkate alır.
- Velayet kararı alındığında çocuğun sağlıklı ve mutlu bir yaşam sürmesi için uygun ebeveynin seçilmesine dikkat edilir. Çocuğun üstün yararı göz edilirken ruh sağlığı ve fizyolojik sağlığının da korunması amaçlanır.
- Anne bir suçtan hüküm giymiş ise ve tutuklanarak cezaevine konduğunda çocuğun velayeti anneye verilmez. Annenin tutukluluk hali sonlandıktan sonra velayetin kimde kalacağı konusu hakimin takdirinde olur.
- Anne velayet hakkını kötüye kullandığında da çocuğun velayeti kendisine verilmez. Velayet hakkı belirleneceği zaman hangi ebeveynin çocuğun üstün menfaatine uygun olduğuna hakim karar verir.
- Velayeti alan taraf anne ise ve çocuğun babası ile görüşmesini kanunda babaya ön görülen haklar çerçevesinde kısıtlamaya çalıştığında velayet hakkı kendisinden alınabilir. Anne çocuğun babası ile olan ilişkisinde babayla arasında oluşan duygusal bağı engelleme çabasında ise velayet hakkı geri alınabilir.
- Anne sonradan bir evlilik yaparsa velayet hakkı kural olarak etkilenmez. Bununla birlikte sonradan yapılan evlilik çocuğun psikolojik ve fizyolojik yönden zarar görmesine sebep olabilecek nitelikte ise bu durumda velayet hakkı geri alınabilir.
Yaş Gruplarına Göre Velayet Kime Verilir?
Velayet davalarında mahkemeler, çocuğun yaşı, sağlık durumu, eğitim ihtiyacı ve çocuğun üstün yararı gibi faktörleri göz önünde bulundururlar. Yaş gruplarına göre velayet kararı alınırken, mahkemeler genellikle aşağıdaki kriterlere dikkat ederler:
Bebeklik ve Erken Çocukluk (0-3 Yaş)
Bu yaş grubundaki çocuklar, fiziksel ve duygusal olarak annelerine daha bağımlıdırlar. Genellikle anne, süt emzirme ve bakım ihtiyaçlarından dolayı öncelikli olarak değerlendirilir. Bu dönemde çocukların mahkemelerce annelerine verilmesi daha yaygındır.
İlk Çocukluk (4-7 Yaş)
4 yaşındaki çocuğun velayeti kime verilir sorusunda, çocuk artık daha bağımsız hale gelip sosyal ilişkiler kurmaya başladığı için, hem anne hem de babanın bakım ve eğitim ihtiyaçlarına yönelik katkıları dikkate alınır. Anneler genellikle duygusal desteğin yoğun olduğu bu dönemde avantaj sağlayabilirler.
Geç Çocukluk (8-12 Yaş)
Bu yaş grubunda çocuklar kendi görüşlerini ifade etmeye başlarlar. Mahkemeler, çocuğun sosyal çevresi, okul durumu ve ebeveynlerin yaşam koşulları gibi unsurları göz önünde bulundurur. Bu dönemde, çocuğun hangi ebeveyni tercih ettiğinin soruşturulması da mümkündür.
- Eğitim İhtiyaçları: Çocuğun okul performansı ve eğitimine devamlılığı önemlidir.
- Sosyal Çevre: Çocuğun arkadaş çevresi ve sosyal aktiviteleri dikkate alınır.
- Sağlıklı Ortam: Ebeveynlerin yaşadıkları ortamın çocuk için uygun şartlar taşıması aranan önemli bir unsurdur.
Ergenlik (13-18 Yaş)
Ergenlik dönemindeki çocuklar, kendi tercihlerine göre daha belirgin bir yön çizerler. Bu yaş grubunda mahkeme, çocuğun kiminle yaşamak istediğine daha fazla önem verir. Aynı zamanda, çocuğun geleceği üzerindeki etkileri de dikkate alır.
- Mahkemeler, bu dönemde çocuğun:
- Eğitim Durumu
- Psikolojik Durumu
- Sağlık ve Güvenlik İhtiyaçları üzerinde yoğunlaşır.
Unutulmamalıdır ki, her durumda çocuğun üstün yararı ön plandadır ve mahkeme kararı bu öncelik temelinde verilir. Ebeveynler sağlıklı ve huzurlu bir yaşam ortamı sunabildikleri sürece, velayet konusunda iyi bir şansa sahip olacaklardır.
Velayet Hakkının Kötüye Kullanılması
Velayet hakkı, çocuğun güvenliği ve refahı açısından son derece önemli bir sorumluluktur. Ancak bazı durumlarda, ebeveynler bu hakkı kötüye kullanabilirler. Velayet hakkının kötüye kullanılması durumunda, hem çocuğun hem de diğer ebeveynin hakları ciddi ölçüde zarar görebilir. Bu tür durumların anlaşılması ve önlenmesi için nelere dikkat edilmesi gerektiğini inceleyelim.
Velayet Hakkının Kötüye Kullanılmasının Belirtileri
Velayet hakkının kötüye kullanılması çeşitli şekillerde ortaya çıkabilir. İşte bunlardan bazıları:
- Fiziksel Şiddet: Ebeveynin çocuğa fiziksel olarak zarar vermesi en açık ve en tehlikeli belirtidir.
- Psikolojik Şiddet: Sürekli olarak çocuğu tehdit etmek, korkutmak veya aşağılamak.
- Eğitim Hakkının Engellenmesi: Çocuğun okula gitmesine engel olmak veya eğitim hakkını kısıtlamak.
- Diğer Ebeveyni Engelleme: Diğer ebeveynle iletişim kurmasını veya zaman geçirmesini kısıtlamak.
Kötüye Kullanımı Önlemek İçin Öneriler
Velayet hakkının kötüye kullanılmasını önlemek için şu adımları takip edebiliriz:
- Yasal Danışmanlık Almak: Bir avukat veya aile hukuku uzmanı ile çalışmak, haklarımızı ve sorumluluklarımızı daha iyi anlamamıza yardımcı olur.
- Düzenli Kontroller: Sosyal hizmetler veya çocuk koruma kurumları ile düzenli olarak iletişimde kalmak.
- Gözlem ve Belgeleme: Ebeveynin çocuğa yönelik zararlı davranışlarını belgelemek ve gerektiğinde yetkililere bildirmek.
YARGITAY 2. HUKUK DAİRESİ 2017/1217 K.
“Davalı-karşı davacı baba, yargılama süresince çocukların yanında bulunduğu, davacı-karşı davalı annenin mahkemece belirlenen kişisel ilişkinin infazına engel olduğunu iddia etmiş ve bu konuda çocuk teslimine dair bazı haciz tutanaklarını dosyaya sunmuş, mahkemece alınan 31.07.2015 tarihli uzman raporunda da kişisel ilişkiyi ihmal ettiği gerekçesiyle anne hakkında danışmanlık tedbiri uygulanması gerektiği rapor edilmiş, mahkemece bu yönde herhangi bir araştırma yapılmamıştır. O halde, mahkemece yapılacak iş, davalı-karşı davacı babanın çocuk teslimi talebi ile ilgili icra müdürlüğü dosyası getirtilerek, gerektiğinde çocuk teslimi konusunda tanıklar ile görüşlerini açıklama olgunluğuna erişen çocuklar yeniden dinlenilerek ve gerektiğinde yeniden bilirkişi raporu alınarak; annenin, babanın çocuklarla kişisel ilişki hakkını sürekli olarak engelleyip engellemediği belirlenerek ve toplanan diğer tüm delillerle birlikte değerlendirilerek sonucu uyarınca velayet konusunda bir karar vermek gerekirken, eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve kanuna aykırı olup bozmayı gerektirmiştir.”
Yasal Yaptırımlar ve Sonuçlar
Eğer velayet hakkının kötüye kullanılması tespit edilirse, bu durumda yasal yaptırımlar devreye girebilir. Mahkeme, velayet hakkının alınmasına veya belirli kısıtlamalar getirilmesine karar verebilir. Bu süreçte, çocuğun güvenliği ve refahı daima önceliklidir.
Velayet hakkının kötüye kullanılması durumu ciddiye alınmalı ve hemen müdahale edilmelidir. Bu konudaki farkındalığı artırarak, çocuklarımızın daha güvenli ve mutlu bir ortamda büyümelerine katkı sağlayabiliriz.
Sıkça Sorulan Sorular
4 yaşındaki çocuğun velayeti anneye mi yoksa babaya mı verilir?
Velayet konusunda karar verilirken, çocuğun fiziksel, duygusal ve psikolojik ihtiyaçlarının en iyi şekilde karşılanacağı ebeveyn belirlenir. Genellikle, çocuğun rutinine ve alışkanlıklarına daha uygun olan anneye velayet verilir; ancak, babanın daha uygun olduğu durumlar da olabilir. Mahkemeler, tarafların sunduğu deliller ve uzman raporlarına göre en doğru kararı vermektedir.
Mahkemeler velayet konusunda hangi kriterlere bakar?
Mahkemeler, velayet konusunda çocuğun yüksek menfaatini gözetir. Bu kapsamda ebeveynlerin maddi durumu, yaşam koşulları, çocuğa gösterilen ilgi ve şefkat, eğitim durumu ve çocuğun alıştığı düzen gibi pek çok kriter göz önünde bulundurulur. Ayrıca, ebeveynlerin birbirleriyle olan ilişkileri ve çocuğun duygusal ihtiyaçları da değerlendirilir.
Velayet davasında çocuğun görüşü alınır mı?
Çocuğun yaşı ve olgunluk düzeyi uygun olduğunda, velayet davasında çocuğun görüşü de dikkate alınır. 4 yaşındaki bir çocuk için bu genellikle geçerli değildir; ancak, daha büyük çocukların görüşlerine başvurulabilir. Çocuğun görüşü, karar verilirken bir etken olarak değerlendirilir ancak tek başına belirleyici değildir.
Velayet kararında değişiklik yapılabilir mi?
Evet, velayet kararında değişiklik yapılabilir. Çocuğun durumunda veya ebeveynlerin yaşam koşullarında önemli değişiklikler olması durumunda, mahkemeye başvurarak velayet kararının yeniden değerlendirilmesini talep edebiliriz. Mahkeme, yeni durumu inceler ve çocuğun yüksek menfaatine göre yeniden karar verir.
Altınoklu Avukatlık Bürosu olarak, İstanbul’un merkezi konumunda bulunan ofisimizde müvekkillerimize geniş yelpazede hukuki hizmetler sunmaktan gurur duyuyoruz. İstanbul avukat kadromuz, her biri kendi alanında uzmanlaşmış deneyimli hukukçulardan oluşmaktadır.